İtalyan İşi - Bir Film İncelemesi

Elif Rabia Kocaoğlu
3 min readDec 10, 2021

--

Uzun zamandır buralara uğramadığımın farkındayım. Bir hevesle açtığım blog; dersler, projeler derken sekteye uğradı. Artık mezun olduğuma göre arayı bu kadar uzatmamayı umuyorum. Şimdi esas konuya dönelim.

Geçtiğimiz günlerde izlediğim bir filmden bahsetmek istiyorum. The Italian Job. 1969 yapımı olan bu filmde Christian Bale’li Batman filmlerinden yakinen tanıdığımız Batman’in biricik yaveri Michael Caine’i başrolde görüyoruz. Neden özellikle bu film diye sorarsanız öncelikle içinde bulunduğumuz dönemde birçok Hollywood filminin yapı taşı olarak görülen aksiyon temasını 1960’ların prodüksiyonu ve teknolojisiyle çok başarılı bir şekilde işlemiş olması.

The Italian Job (1969)

Filmimiz dönemeçli bir yolda ilerleyen bir arabayla başlıyor. Dağ manzaraları eşliğinde giden arabanın yolu bir anda dağlara dizilmiş beyaz atkılı, siyah kabanlı İtalyan mafyası tipler tarafından kesiliyor ve bu tipler bir kepçe yardımıyla dönemeçlerin birinden güzelim klasik spor arabayı yuvarlıyorlar. Bu mafyalara filmin ilerleyen dakikalarında dağa taşa dizilmiş hâlleriyle bir daha rastlıyoruz. Daha sonra Michael Caine abimizin oynadığı Charlie Croker karakterinin hapisten çıkma sahnelerini görmekteyiz...

Banka kasasına gitmesi gereken altınların haberini alan Charlie hapiste bulunan güçlü bir bağlantısının yardımına ihtiyaç duymaktadır. Charlie, bağlantısına altınları çalma fikrini anlatır, zor da olsa bu özel bağlantıyı ikna eder ve ekibini toplamaya başlar. Yine filmin başında dağlara dizilirken gördüğümüz İtalyan mafyası da bu altınların peşindedir. Tabii mafyayla soygun ekibinin arasındaki soğuk savaş ve gerilim her daim gözümüze çarpıyor. Fakat filmin öne çıkan konusu bu değil.

Soygun Ekibi ve İtalyan Mafyası

Esas olarak IMDb’de filmin konusu; Torino sokaklarında trafik sıkışıklığına sebep olarak altın sevkiyatını çalmakla ilgili muzip bir film olarak verilmiş. Zaten buradan filmi özel yapan şeyin ne olduğu hakkında bir ipucumuz oluyor. Trafik sıkışıklığı… Filmde ön plana çıkan ve filmi sıradanlıktan kurtarıp farklı bir noktaya taşıyan şey; bu trafik sıkışıklığını oluşturmak için yapılan planın uçukluğu ve dönemin şartları düşünüldüğünde çekim teknolojisi… Günümüzde bu prodüksiyon kalitesine ulaşabilen bir film, eğer yeşil ekran ya da CGI gibi uçuk teknolojiler kullanılmadıysa, yok diye düşünüyorum. Çok uzatmadan devam edeyim.

Filmde Kullanılan Arabalardan Bazıları

Filmin en etkileyici yönü şimdilerde klişe olarak addedilen soygun konusunu çok incelikli, hiçbir detayı atlamadan, dönemine göre olağanüstü bir prodüksiyonla ve komik bir üslupla anlatabilmiş olması. Eğer benim gibi dönem arabalarına özel bir ilgi duyuyorsanız sırf arabaların güzelliği için bile izlenebilecek bir film. Burada not düşmem gerek; film için hiçbir masraftan kaçınılmamış ve bu güzelim arabaların birçoğu gözden çıkarılmış…

Bununla beraber yine şimdilerde klişe olmuş araba kovalamacalarının ötesine geçebilmiş sahneleriyle aksiyon filmleri arasında önemli bir yere sahip olduğunu düşünüyorum. Filmin sonu ise en şaşırtıcı olanı. Çok fazla ipucu vermeden aşağıda fragmanını paylaştığım bu film günümüz Hollywood filmlerini izlemekten sıkılanlara güzel bir alternatif olabilir. Okuduğunuz için teşekkür ederim.

--

--